"Tetik Mekanizması" (Snapback) kapsamındaki yaptırımlar İran’a karşı yaklaşık dört saat önce yürürlüğe girdi. Bu kapsamda Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa ülkelerinin başlattığı 30 günlük bir sürecin ardından İran’a yönelik silah ambargosu ve diğer yaptırımları yeniden uygulamaya koydu. Tahran ise bu adıma karşı sert bir yanıt verileceği uyarısında bulundu.
Birleşik Krallık, Fransa ve Almanya’dan oluşan Avrupa troikası, İran’ın 2015 yılında imzalanan ve nükleer bomba üretmesini engellemeyi amaçlayan nükleer anlaşmayı ihlal ettiği gerekçesiyle, BM Güvenlik Konseyi nezdinde İran’a yönelik yaptırımların yeniden uygulanmasına karar verdi.
İran, Birleşik Krallık, Almanya, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve Çin arasında müzakere edilen nükleer anlaşmanın sona ermesi, birkaç ay önce İsrail ve ABD tarafından İran’daki nükleer tesislere düzenlenen saldırıların ardından Orta Doğu’daki gerilimi daha da artırabilir.
BM Güvenlik Konseyi’nin 2006-2010 yılları arasında İran’a uyguladığı tüm yaptırımlar, bu sabah saat 03.00 itibarıyla (Irak saatiyle) yeniden devreye girdi. Bu haftaki BM Genel Kurulu’nda dünya liderlerinin yıllık toplantısı sırasında, İran’a yönelik yaptırımların geri dönmesini engellemeye yönelik girişimler başarısız oldu.
Reuters’in haberine göre, Fransa, Birleşik Krallık ve Almanya dışişleri bakanları, 30 günlük sürecin sona ermesinin ardından yaptıkları ortak açıklamada, "İran’ı ve tüm ülkeleri bu kararlara tam olarak uymaya çağırıyoruz." ifadelerini kullandı.
Avrupa ülkeleri, İran’ın yeniden BM denetçilerine erişim izni vermesi, zenginleştirilmiş uranyum stokları konusundaki kaygıları gidermesi ve ABD ile müzakerelere katılması şartıyla, yaptırımların yeniden uygulanmasını altı aya kadar ertelemeyi teklif etti.
Birleşik Krallık, Fransa ve Almanya dışişleri bakanları, “Ülkelerimiz diplomatik yolları ve müzakereleri izlemeye devam edecektir. BM yaptırımlarının yeniden uygulanması, diplomasinin sonu değildir.” açıklamasında bulundu.
Bakanlar ayrıca, “İran’a gerilimi tırmandıracak herhangi bir adımdan kaçınması ve yasal olarak bağlayıcı güvenlik taahhütlerine yeniden uyması” çağrısında bulundu.
