Irak’tan ABD’ye mesaj: İç işlerimize müdahale kabul edilemez

17.12.2025 - Abdullah Erfani
Irak’tan ABD’ye mesaj: İç işlerimize müdahale kabul edilemez

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, Washington’un Bağdat’a gönderdiği “hassas içerikli” mesajlara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Hüseyin, ABD yönetiminin Irak hükümetine, bazı şahıslar ve silahlı grupların isimlerini içeren bir liste sunduğunu ve bu taraflarla herhangi bir müzakere yürütmeyeceğini net şekilde bildirdiğini belirtti.

ABD’nin bu kişi ve grupları kendi yasaları ve politikaları çerçevesinde ele alacağını vurgulayan Hüseyin, listeye dair detay vermekten kaçındı. Seçim süreci ya da hükümet yapılanmasına bu grupların dahil olup olmayacağına dair soruya ise, bu meselenin Irak’ın iç işi olduğunu ifade etti, ancak ABD’nin yaptırım politikalarının tartışmasız uygulandığını da hatırlattı.

Ekonomik krizle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Hüseyin, yaşanan sıkıntıların belirli bir siyasi tarafın hükümete katılımıyla ilgisi olmadığını, temelinde yapısal ve politik hataların bulunduğunu savundu.

Federe sistem eleştirisi ve bölgesel gerilim uyarısı

Hüseyin, Doha’da ABD Başkanı’nın Suriye ve Lübnan özel temsilcisi Tom Barrack ile yaptığı görüşmeye de değinerek, Barrack’ın Irak’taki federal sistemin başarısız olduğu yönündeki değerlendirmesini aktardı. Bakan, bu tür görüşlerin Irak anayasası ve ülkenin siyasi gerçekliğiyle örtüşmediğini ifade etti.

Öte yandan Hüseyin, İsrail’in Irak’a yönelik süregelen tehditlerine de dikkat çekerek, bu tehditleri Lübnan, Suriye ve Hizbullah’ı kapsayan daha geniş bir askeri gerilimin parçası olarak değerlendirdi. İran ile İsrail arasındaki durumun “durgun ama tırmanmaya açık” olduğunu belirten Hüseyin, İran’ın savaş istemediğini ancak olası bir çatışmaya karşı tüm hazırlıklarını tamamladığını kaydetti.

Bu açıklamalar, ABD’de Donald Trump başkanlığındaki yeni yönetimin Orta Doğu politikasını şekillendirme sürecine girdiği bir döneme denk geliyor. Mark Savaiya’nın Irak, Tom Barrack’ın ise Suriye ve Lübnan özel temsilcisi olarak atanması, bölgeye yönelik Amerikan yaklaşımında değişim sinyalleri olarak yorumlanıyor.