Prof. Dr. İsmail Safi: Türkiye dokunulmaz ve yenilmez bir güvenlik mimarisine ihtiyaç duyuyor

08.11.2025
Prof. Dr. İsmail Safi: Türkiye dokunulmaz ve yenilmez bir güvenlik mimarisine ihtiyaç duyuyor

Ankara Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Safi, küresel düzende yaşanan kırılmalar ve artan tehditler karşısında Türkiye’nin yeni bir güvenlik mimarisi kurmak zorunda olduğunu belirtti. Safi’ye göre, Türkiye tarihsel mirası, stratejik konumu ve karşı karşıya bulunduğu jeopolitik riskler nedeniyle “dokunulmaz ve yenilmez bir güvenlik sistemi” inşa etmelidir.

“Birçok devlet kâğıt üzerinde ayakta duruyor”

Safi, Birleşmiş Milletlere üye yaklaşık iki yüz devletten büyük bir bölümünün, özellikle Orta Doğu, Afrika ve Asya coğrafyalarında, istikrarsızlık ve zayıflığa mahkûm olduğunu söyledi.
Etnik, dini ve sosyo-ekonomik sorunların yanı sıra iklim krizi, düzensiz göçler ve terör örgütleri üzerinden yürütülen asimetrik saldırılar nedeniyle birçok ülkenin yönetilemez hale geldiğine dikkat çekti.

Batı demokrasilerinin de benzer bir kırılganlık sürecine girdiğini ifade eden Safi, “Avrupalı devletler de refah dönemlerinin sonuna yaklaşıyor, demokratik sistemler popülizm ve istikrarsızlık üretmeye başladı” değerlendirmesinde bulundu.

“Türklerde devlet kutsal bir müessesedir”

Prof. Dr. Safi, Türk milletinin tarih boyunca 16 büyük devlet kurduğunu hatırlatarak, Türkler için devletin sadece politik bir yapı değil, “ilahi nizamın ve adaletin yeryüzündeki temsilcisi” olduğunu vurguladı.

“Türk demek devletli olmak demektir. Devletsiz bir Türk milleti düşünülemez,” diyen Safi, Türk devlet geleneğinin “ebet müddet” anlayışıyla şekillendiğini, modern Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ndaki “Türk vatanı ve milletinin ebedi varlığı” ifadesinin de bu geleneğin yansıması olduğunu söyledi.

“Popülist hükümetler yerine devlet aklı güçlendirilmeli”

Safi, Türkiye’nin geleceğini garanti altına alacak en önemli adımın devlet aklını ve kurumlarını tahkim etmek olduğunu belirtti.
“Hükümetlerin popülist ve kısa vadeli politikaları yerine devletin stratejik vizyonu esas alınmalı, bu yapı anayasal güvenceye kavuşturulmalıdır” ifadelerini kullandı.

“Yeni güvenlik alanlarına entegre yapı şart”

Güvenlik kavramının günümüzde teknolojiyle iç içe geçmiş çok boyutlu bir yapıya dönüştüğüne dikkat çeken Safi, şu alanların artık ulusal güvenliğin ayrılmaz parçası olduğunu söyledi:
Enerji, çevre, gıda, su, sağlık, siber güvenlik, göç ve KBRN (kimyasal, biyolojik, radyolojik, nükleer) tehditler.

“Milli Güvenlik Bakanlığı kurulmalı”

Safi, ABD’nin 11 Eylül saldırılarının ardından kurduğu “Homeland Security” (İç Güvenlik Bakanlığı) modeline benzer bir yapılanmanın Türkiye’de de acilen hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Bu kapsamda, Türkiye’nin “Milli Güvenlik Bakanlığı” veya “Güvenlik, Afet ve Acil Durum Bakanlığı” adı altında yeni bir üst kurum oluşturması gerektiğini ifade etti.

“Kızılelma yolunda durdurulamaz bir Türkiye”

Türkiye’nin savunma sanayinde son yıllarda büyük atılımlar yaptığını hatırlatan Safi, “Artık bir piyade tüfeğini bile ithal eden değil, kendi uçağını, insansız sistemlerini, füzelerini üreten bir Türkiye var” dedi.

Safi, Türkiye’nin “Kızılelma yolunda emin adımlarla ilerlediğini” belirterek, “Bu vizyonu koruyabilmek için güvenlik mimarimizin de çağın gereklerine göre yeniden inşa edilmesi şarttır” ifadesini kullandı.

“Türkiye Yüzyılı ancak güçlü bir güvenlik sistemiyle mümkündür”

Makalesinin sonunda Safi, Türkiye’nin tarih boyunca İslam ve insanlık değerlerinin sancaktarlığını yaptığını, bu nedenle daima tarihsel düşmanlıkların hedefinde olduğunu vurguladı.
“Türkiye hem tarihsel nedenler hem de yaşadığı coğrafyanın stratejik konumu nedeniyle gelecekte de benzer tehditlerle karşılaşacaktır,” diyen Safi, bu yüzden “dokunulmaz ve yenilmez yeni bir güvenlik mimarisi” kurulmasının kaçınılmaz olduğunu ifade etti.